Page 178 - TMOK olimpiyat dunyasi

Basic HTML Version

While emphasizing the concept
of nature for the nature sports,
Ömer Faruk Tursun started
the event by presenting ideas
on forming a friendship with
oneself. Here, the importance of
athlete and sport come to light.
The athletes know that the laws
of nature rule where they go and
have to leave behind the human
arrogance. Outdoor athletes
walk away from the cities rising
against nature, merge with
nature and let themselves take
the road to the nature.
According to Sinan Yıldırım; it
is not possible for two or more
people who live together or
share something, keep their
relationship or live in peace,
without tolerance. Sport is a
field where we need tolerance
most and perhaps where we
see tolerance most. Tolerance
makes a different sense in
nature sports where we highly
cooperate.
For Atıl Karabey, “Mountain
Climbing is the best option for
fulfilling the fundamental desire
for a natural and conscious life,
as well as a life that is capable
of understanding and making
the best of life so that one can
proudly say ‘I lived’”. It is a sport
in which one can be on his/her
own and the climbing is a way
for maturing. Tolerance arises
here. The test of tolerance for
the athlete shows itself first in
human affairs. Tolerance brings
maturation as the greatest
present of the Mount.
The guest of the activity
from Czech Republic Milada
gerçekleşebilmesi için
hoşgörüye yönelik yaşama
sorumluluğunun iş başında
olması gerekir. Böylece hoşgörü
yaşamayı yücelten bir davranma
biçimi olmaktadır.
Seminerler boyunca sporcuların
bildirilerini dinleyip, tartıştık.
Emre BİLGİN’e göre sporda
hoşgörü rekabetin ve stresin
beraberinde getirdiği şiddet ve
saldırı gibi olayların meydana
gelmesini engelleyen bir
davranma biçimidir.
Özgür Yaşar AKYAR, ‘Zirve,
Dostluk ve Hoşgörü ile Pozitif
Karşılıklı Bağlanmaya Giden Yol’
başlıklı bildirisinde, hoşgörünün
toplumsal bağlılığın devam
etmesine, ve güçlenmesine
katkıda bulunduğunu
savlamaktaydı.
Ömer Faruk TURSUN, doğa
sporları için doğa kavramı ve
daha sonra insanın kendisiyle
kuracağı dostluk üzerinde durdu.
Burada sporun ve sporculuğun
önemi ortaya çıkmaktaydı.
Sporcu, gittiği yerde doğanın
yasalarının gücünün olduğunu
bilir ve insanlığın kibrini şehirde
bırakmak zorundadır. Doğa
sporcusu, şehirlerin doğaya
başkaldırısından uzaklaşıp
doğayla kendisini doğanın
yollarına bırakır.
Sinan YILDIRIM’a göre; Birlikte
yaşayan ya da bir şeyler
paylaşan iki veya daha fazla
insanın hoşgörü olmadan
ilişkilerini devam ettirmeleri
ya da huzurlu yaşayabilmeleri
mümkün değildir.
Spor, hoşgörüye en fazla ihtiyaç
duyulan, belki de hoşgörüyle
en fazla karşılaşıldığı alandır.
Dayanışmanın çok daha fazla
yaşandığı doğa sporlarında
hoşgörü ayrı bir anlam ifade
etmektedir.
Atıl KARABEY’e göre, “Özünde
doğal yaşam, bilinçli yaşam,
yaşamanın hakkını veren ve
anlayan bir yaşam, ‘yaşadım’
diyebilmenin kıvancına
ermiş bir yaşam isteğini
karşılamakta Dağcılık Sporu
en iyi olanaklardan biridir.
Dağcılık bireyin kendisiyle
baş başa kaldığı ve tırmanışın
bir tür erginlenme olduğu bir
spordur. Hoşgörü burada ortaya
çıkacaktır. Dağcının hoşgörü ile
imtihanı, tıpkı şehirde olduğu
gibi, önce insani ilişkilerde
kendisini gösterir. Hoşgörü
dağın en büyük armağanı olan
erginlenmeyi getirecektir.
Etkinliğin Çek Cumhuriyeti’nden
konuğu Milada TRUKSOVA ise
uzun bir bildiri sundu. Truksova,
‘Olimpik Düşünce-Dostluk, Barış,
Birliktelik’ başlıklı çalışmasında
özetle şöyle söylüyordu: Antik
Yunan’da Olimpiyat Oyunları belli
bir süre için dahi olsa, Olimpik
düşüncenin üzerinde yükseldiği
değerler olan barışı, dostluğu
176
Olimpiyat Dünyası